Emine Işınsu’nun Kaleminden Dış Türkler

Emine Işınsu

Emine Işınsu (1938-2021), Türk Edebiyatı’nın en güçlü kalemlerinden biri olan şair ve yazardır. Şiir, hikâye, deneme, tiyatro ve roman gibi çok sayıda türde eserler ortaya koymuştur. Dost, Hisar, Bozkurt, Devlet, Kadın, Ayşe, Töre ve Türk Edebiyatı gibi dergilerde yazılarını ve eserlerini yayımlayan Işınsu, özellikle dış Türklerin sesi olarak öne çıkmış, Türk gençlerinin millî bilincinin ve vatan sevgisinin gelişmesine katkı sağlamış, yaşamı boyunca ülküsünün ardından giderek Türk milliyetçiliğine değerli katkılarda bulunmuştur.

Geçmişi olmayan bir millet gerek siyasi gerekse kültür açısından köksüz bitkilere benzer. Ben, bizim milletimizin böyle olmasını istemediğim için kendi ufak çapımda bir hizmet verebilmek adına gerçekten gurur duyulacak tarihimizden bazı parçaları anlatmayı seviyorum – Emine Işınsu [2]

Emine Işınsu, 1960 sonrası Türk romancılığının önemli isimlerinden biridir. Onun oyun ve gazete yazarlığı da olmakla birlikte ilk akla gelen hiç şüphe yok ki romancılığıdır. Bir de Töre dergisi yöneticiliği. Özellikle milliyetçi çevreler için Töre dergisi önemlidir. Çünkü 1970’lerdeki milliyetçi fikir hareketinin merkezinde bu dergi vardır [3].

Dış Türkler, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması sonucunda Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalan soydaşlarımızı ifade etmektedir. Annesi İstiklal Harbi dönemi şairlerinden Halide Nusret Zorlutuna ve babası Bulgaristan Türklerinden Tümgeneral Aziz Vecihi Zorlutuna olan Emine Işınsu, millî bir şuurla yetişmiştir. Işınsu, Türk Edebiyatı’nda “Dış Türkler” konusunun öncüsü konumuna gelmiş, büyük bir acı ve hezimet içinde kaybedilen anavatan Rumeli’de Türkiye’den uzakta yaşayan soydaşlarımızın baskı altındaki dramatik yaşamları ilk kez edebiyatımızda ele alınmıştır.

Azap Toprakları Yunan egemenliği altındaki Batı Trakya Türklerini, Tutsak Kerkük Türklerinin yaşadığı zulümleri, Çiçekler Büyür ise Bulgaristan Türklerinin çektiği çileleri anlatmaktadır. Romanları, gerçekten yaşanmış olayların kurgu içerisine dahil edilmesiyle kaleme alınmıştır. Eserlerinde tarihi, dili, dini ve kültürü yönetici güç tarafından silinmeye çalışılarak Ruslaştırılmak, Rumlaştırılmak veya Bulgarlaştırılmak istenen Türklerin acı hikâyeleri işlenmektedir. Gerçek yaşamla iç içe olan romanlarında Türk millî kimliğinin eğitim-öğretim, dil, din, ekonomi gibi araçlarla asimile edilmesi sosyalizm ve komünizm eleştirisi çerçevesinde ele alınmaktadır.

Her gün yeni bir zulmün görüldüğü, türlü acılara şahitlik eden bu azap toprakları kimi zaman Batı Trakya kimi zaman Bulgaristan kimi zaman da Kerkük olarak karşımıza çıkar. Mücadeleci ruhların kanıyla ıslanan tutsak topraklardan çiçekler büyür yeniden. Dış Türklerin çektiği sıkıntıları kendi öz yüreğinde derinden duyan Emine Işınsu, eser müessir ilişkisi bağlamında yüreğinde taşıdığı hissiyatı kalemiyle güçlü, sade ve akıcı bir şekilde okuruna sunmuş kıymetli bir sanatçıdır [2].

Kendisine Kıbrıs Türklerini konu alan bir roman yazıp yazmayacağı sorulduğunda “Artık acı çekmeye tahammülüm kalmadı” yanıtını vererek, romanlarını yazarken yalnızca soydaşları hakkında bilgi aktarmadığını ve bunun ötesinde kendisini soydaşlarıyla nasıl özdeşleştirdiğini ortaya koymaktadır [2]. Emine Işınsu’nun eşi olan ve Türk milliyetçiliğinin önde gelen isimlerinden biri olan İskender Öksüz, Işınsu hakkında şu değerlendirmelerde bulunmaktadır:

“Işınsu yaşamadan yazmazdı. Bu nasıl olur? Bir insan hem Alparslan’ın ordusunda hem Yunus’un, Mısrî’nin, Hacı Bektaş’ın dergâhında hem Nur’un Urfa’da, İlay’ın Bulgaristan’daki aşkında hem Batı Trakya’nın hem Kerkük’ün tutsaklığında nasıl yaşar? Yaşar… Tayyi-mekân eder, tayyi-zaman eder ve en önemlisi tayyi-insan eder ve yaşar.” [1]

Kaynakça

[1] Emine Işınsu’nun gidişi

[2] Emine Işınsu’nun Romanlarında Dış Türkler Meselesi, Zeynep Tatlısu (Yüksek Lisans Tezi)

[3] Emine Işınsu ve Cumhuriyet Türküsü, Ahmet Bican Ercilasun

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir